Uluslararası Af Örgütü Suriye’de Alevi kadın ve kız çocukların kaçırılmasını araştırdı: Fidye istekleri, zorla evlendirme ve alıkonulmalar belgelendi

“`html

Suriye’de Alevi Kadınlar ve Kız Çocuklarının Güvenliği Tehlikede

Uluslararası Af Örgütü, Suriye’deki yetkililerin toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadelede acilen adım atması gerektiğini vurguluyor. Alevi kadınlar ile kız çocuklarının kaçırılması ve alıkonulmasi vakalarının derhal, kapsamlı ve tarafsız bir şekilde araştırılması gerektiği belirtilmektedir. Ayrıca, faillerin adalet önüne çıkarılması talep ediliyor.

Şubat 2025’ten itibaren, Lazkiye, Tartus, Humus ve Hama bölgelerinde kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırılan en az 36 Alevi kadın ve kız çocuğu rapor edilmiştir. Uluslararası Af Örgütü, bu olaylar sırasında, beş Alevi kadının ve 18 yaş altı üç Alevi kız çocuğunun Şubat ile Haziran 2025 arasında gündüz saatlerinde kaçırıldığını belgelerle desteklemiştir. Altı vakada, kaçıran kişiler, ailelerle iletişime geçerek fidye talep etmiş veya onlara telefon mesajları göndermiştir. Dört vakada, failler, Suriyeli ya da Birleşik Arap Emirlikleri, Irak ve Türkiye’den gelen yurtdışı telefon numaraları aracılığıyla ailelerden para talep etmiştir.

“10-14 bin dolar arası fidye istediler”

Bir vaka, failin aileye kadının fiziksel şiddete maruz kaldığını gösteren bir fotoğraf gönderdiğini öne sürmektedir. Diğer bir olayda, görüşülen kişi, akrabası olan kız çocuğunun aile üyeleriyle birlikteyken bir anda kaybolduğunu ifade etmiştir. Aile, bir süre sonra kızlarını kaçıran kişiden bir telefon almış ve bu kişi, çocuğun hayatta olduğuna dair kanıt sunarak yüksek bir fidye talep etmiştir. İki olayda, failler ailelerden 10 ila 14 bin dolar arasında fidye istemiştir; yalnızca bir ailenin bu ücreti ödeyebildiği, ancak kadınların serbest bırakılmadığı bildirilmiştir.

En az üç vakada, -reşit olmayan bir kız çocuğu da dahil olmak üzere- kaçırılan kişilerin zorla evlendirme tehdidiyle karşı karşıya kaldıkları öne sürülmüştür. Daha önce evli olan iki kadının, ailelerine kendilerini kaçıran kişiyle evleneceklerini ya da eşlerinden ayrılmak istediklerini bildirdikleri aktarılmıştır. Bu durum, kadınların zorla evlendirilme riskini artıran bir gelişme olarak değerlendirilmiştir. Bir başka vakada, bir çocuk fidye amacıyla kaçırılmış ve Suriye’nin güvenlik güçleri, çocuğun “evlendirildiğini” aileye bildirerek sürecin ciddiyetini ortaya koymuştur. Ayrıca, Uluslararası Af Örgütü, fidye için kaçırılan 18 yaş altındaki bir kız çocuğunun fiziksel şiddete maruz kaldığını gösteren bir fotoğrafa ulaşmıştır.

“Yetkililer Yetersiz Soruşturmalar Yapıyor”

Kaçırılan sekiz kişiden yalnızca iki tanesi ailelerine geri dönebilmiştir. Tüm vakalarda aileler, kadınlarının kaçırıldığına dair güvenlik güçlerine başvuruda bulunmuşlardır. Ancak iddialara göre dört vakada ailelerin sunduğu kanıtlar dikkate alınmamış veya görmezden gelinmiştir. Bazı olaylarda, polis, aileleri suçlamıştır. Aileler, Uluslararası Af Örgütü’ne, güvenlik güçlerinin, “bir kadını veya kız çocuğunu koruyamadıkları için” onları alay ettiklerini ifade etmişlerdir. Bir kadın akrabasının kaçırılmasıyla ilgili deneyimini paylaşan bir aile ferdi, şöyle demiştir: Güvenlik yetkililerine başvurduk ama korkunç bir muameleyle karşılaştık. Kaçırılan bireyi koruyamadıkları için aileyi suçladılar. Neredeyse her hafta gidip durdular ama durum değişmedi.”

Bundan başka, kaçırılan kişilerin akıbetiyle ilgili etkili bir araştırma yürütülmediği ve polis ile güvenlik yetkililerinin kayıplarla ilgili yeterli çabayı göstermediği bildirilmektedir. Fidye talebinde bulunan aileler, ilgili tüm bilgileri güvenlik güçlerine iletmiş, ancak hiçbir müdahale olmamıştır.

Serbest bırakılan kadınların ve kız çocuklarının aileleri, yaşadıklarını paylaşma konusunda genellikle tereddüt etmekte ve bunun sebepleri arasında, muhtemel misilleme korkusunu göstermektedirler. Birçok kişi, Alevi toplumu içindeki kadınların ve kız çocuklarının, bulundukları vilayetlerde okula veya işe gitmeden önce aşırı dikkatli davrandıklarını vurgulamaktadır.

“Hızlı ve Kapsamlı Soruşturmalar Şart”

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, “Suriye’deki yetkililer, tüm halk için güvenli bir Suriye inşa etme vaadinde bulundular. Ancak kadınlar ve kız çocuklarının kaçırılmasını durdurmak, fiziksel şiddeti önlemek ve insan ticaretine engel olmak konusunda yetersiz kalmaktadırlar. Alevi toplumu, geçmişte yaşanan travmalar nedeniyle büyük bir zorbalık altında. Kadınlar ve kız çocukları dışarı çıkmaktan ve bağımsız hareket etmekten korkuyorlar,” şeklinde belirtti.

“Suriye yetkililerini, kaybolan kadınların ve kız çocuklarının durumunu acil olarak tespit etmek, failleri adalet önüne çıkarmak ve etkilenen ailelere güvenilir bilgi ve destek sağlamak amacıyla hızlı ve şeffaf bir şekilde harekete geçmeye davet ediyoruz,” diyen Callamard, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yetkililerin toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önlemek ve cezalandırmakla ilgili hem yasal hem de ahlaki sorumlulukları bulunmaktadır. Suriye’deki tüm kadınlar, şiddet ve ayrımcılıktan uzak bir yaşam sürmeyi hak ediyor. Soruşturmalar, bağımsız müfettişler tarafından yürütülmeli ve şeffaflık sağlanmalıdır. Hesap verebilirlik ve onarım mekanizmaları tesis edilmelidir; bunun yapılmaması insan hakları ihlali anlamına gelir.”

İçişleri Bakanı’ndan Henüz Bir Geri Dönüş Olmadı

Uluslararası Af Örgütü, iki aktivist ve iki gazeteci aracılığıyla Suriye Feminist Lobisi’nden 28 ek kaçırma ve alıkoyma olayı hakkında bildirimler almıştır. Bu olaylar arasında 14 kadın ve kız çocuğu serbest bırakılmış, ancak kalanların durumu bilinmemektedir.

27 Haziran tarihinde, BM Suriye Araştırma Komisyonu, en az altı Alevi kadının “kimliği belirsiz kişilerce” kaçırıldığını tespit etmiştir. Ayrıca, “başka kaçırma olaylarına dair ikna edici bildirimler alındığı” belirtilmiştir. Komisyon, yetkililerin “bu vakalara dair soruşturma başlattığını” da duyurmuştur.

Mayıs ayında, Uluslararası Af Örgütü, İçişleri Bakanı ile gerçekleştirdiği bir görüşmede Alevi kadınların ve kız çocuklarının kaçırılması meselesini dile getirmiştir. Bakan, konuyla ilgili soruşturma talimatı verdiğini ifade etmiştir. 13 Temmuz’da Uluslararası Af Örgütü, İçişleri Bakanı’na gönderdiği bir mektupta, yetkililerin kadınların korunması için aldıkları önlemler ve şimdiye dek yapılan soruşturmalar hakkında bilgi talep etmiştir. Ancak bu talebe, yazılı açıklamanın yapıldığı tarihe kadar hiçbir yanıt gelmemiştir.

“`

Related Posts

Avrupa, savaşa giden yolları hazırlıyor

Avrupa Birliği, Rusya’dan gelebilecek olası bir saldırıya karşı orduların kıta içinde hızla hareket edebilmesi için yolları, köprüleri ve demiryollarını yeniden inşa etmeye hazırlanıyor. NATO ile ortak yürütülen plan, tankların evrak işlerine takılmadan saatler içinde cepheye ulaşmasını hedefliyor.

Beykoz’da işaret fişeğiyle ormanı yakmıştı: Tutuklandı

İstanbul Beykoz’da işaret fişeği atarak orman yangınına sebep olan kişi tutuklandı.

Hollanda’dan İsrailli bakanlara yasak: Ülkeye alınmayacaklar

Hollanda hükümeti İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinde yer alan aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in ülkeye girişlerini yasakladığını duyurdu. Yasak kararına gerekçe olarak İsrail …

Orman yangınlarında son durum: Karabük’te yeni yangın başladı, Harmancık’ta alevler yeniden yükseldi

Karabük’te 23 Temmuz’da başlayan yangına müdahale devam ederken, dün akşam saatlerinde merkeze bağlı Kahyalar köyünde yeni bir yangın çıktı. Bölgede bazı mahalleler boşaltıldı. Bursa Orhaneli’den Harmancık’a ilerleyen ve etkisini artıran yangına ise yüzlerce araç ve binden fazla personelle müdahale sürüyor.

Bünyan’da Engelli Bireylere Akülü Araç ve Tekerlekli Sandalye Dağıtımı

Bünyan Belediyesi, Kadın ve Gençlik Merkezi’nde düzenlediği etkinlikte ihtiyaç sahibi engelli bireylere akülü araç ve tekerlekli sandalye dağıttı. Yurt dışındaki sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla temin edilen araçların teslimi, katılımcıların dayanışma ruhunu pekiştirdi.

İsrailli insan hakları örgütleri teyit etti: Tel Aviv soykırım işliyor

Hamas, İsrailli insan hakları örgütleri tarafından yayımlanan İsrail’in Gazze Şeridi’nde 22 aydır işlediği soykırımı ortaya koyan rapora ilişkin açıklama yaptı. Yapılan açıklamada Tel Aviv hükümetinin, Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği eylemlerin, uluslararası hukukun tanımladığı tüm soykırım unsurlarını taşıdığı ifade edildi.